Coğrafya Dünyası
  Su Kaynakları
 
SU KAYNAKLARI
Dünya’daki su kaynaklarını okyanuslar, denizler, göller, akarsular, kar ve buzullar ile yer altı suları oluşturur. Yeryüzündeki sular sürekli bir döngü içerisindedir. Tüm su kaynaklarından sıcaklığın etkisiyle buharlaşan sular, tekrar yağmur olarak yeryüzüne düşer. Irmakları, denizleri, gölleri ve yer altı sularını besler.




Su Döngüsü
1-Su kaynakları bir döngü içerisinde birbiriyle bağlantılı şekilde ilişkisini devam ettirir.Bu döngü içerisinde meydana gelebilecek bir dengesizlik mevcut bağlantılarını olumsuz etkiler.Isınma sonucu buharlaşarak gökyüzüne çıkar yoğunlaşma sonucu yeryüzüne inerek birbirlerini dengeler.

2-Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak bulunmaktadır.Katı sıvı gaz hallerinde bulunur.




Deniz ve okyanus suları tuzlu olduğundan içme ve sulama suyu olarak kullanmaya uygun değildir.
Bu sular, enlemin etkisine bağlı olarak farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahiptir. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe deniz suyu sıcaklığı azalır, buna bağlı olarak tuzluluk oranında azalma görülür
Kızıldeniz’de binde 65 olan tuzluluk oranı Baltık Denizi’nde binde 2 ye kadar düşmektedir.
 
Not:Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında % 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si nehirlerde bulunmaktadır.

Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

1- Yeryüzündeki toplam suyun % 3 ü kadardır.Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.Bu noktadan yola çıkarak ne kadar dikkatli kullanmamız gerektiğini tekrar düşünmeliyiz.
2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır.
3-Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzey i ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar ( Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu sahalardır.

Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğun yerlerdir.

4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.

Örnek:Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir. 1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı tahmin edilmektedir.
1- Dünyada kara ve denizlerin oranları: Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına büyük okyanus tüm karalardan fazladır.
2- Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı:
1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50),
2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29),
3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir.
3- Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,
Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika
Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,
4-Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karaların oranı güney yarımküreden daha fazladır.
GÖLLER
   Karalar üzerinde doğal ve ya yapay yollardan oluşmuş çanakları dolduran durgun su kütleleridir.
   Göller,yeryüzündeki tatlı suların % 87’sini oluştururken,yeryüzünün % 2’sini kaplarlar.
   Göllerin suları tuzlu,sodalı,acı veya tatlı olabilmektedir.
   Bu farklılığın nedenleri;iklim farklılıkları,beslenme kaynakları,gölün bulunduğu arazinin yapısı,gölün büyüklüğü,derinliği ve gidegeninin olup olmamasıdır.
KİMYASAL ÖZELLİKLERİNE GÖRE GÖLLER

1-Tuzlu 2-Tatlı 3-Acı 4-Sodalı

Oluşumlarına göre:

1-Doğal Göller 2- Yapay Göller (Baraj gölleri)

Doğal göller:

1- Tektonik 2-Karstik 3-Set Gölleri 4-Buzul Gölleri 5-Volkanik Göl

Set Gölleri:
1-Heyelan set gölü 2-Lgün Kıyı set gölü 3-Lav Set Gölü 4-Alüvyon Set Gölü
5-Moren Set Gölü

1. Tektonik Göller: 
         Yer kabuğu hareketleri sonucunda çöken alanlarda oluşan çukurluklarda biriken su kütlelerinin oluşturduğu göllerdir.
         Dünya’da başlıca tektonik göller; Aral, Hazar, Baykal, Lut Tanganika,Rudolf,Nyasa göllerdir.
2. Karstik Göller
         Bu tür göller, kayatuzu, jips, kalker gibi çözünebilen tabakaların bulunduğu sahalarda meydana gelir.
         Bazı karstik göllerin oluşumunda tektonik olaylar da etkili olmuştur.
         Karstik göller ülkemizde en fazla Akdeniz Bölgesi Toros Dağlarının batı kesiminde bulunur. Kızılören obruğu,Kestel,Avlan,Yarışlı ve Salda gölleri kireçtaşlarının çözülmesi sonucu
     oluşmuşlardır.
3.Buzul (Sirk) Gölleri:
     * Dağ doruklarında,buzulların aşındırmasıyla oluşan ve sirk adındaki çukurluklarda meydana 
        gelirler.
  • Sat,Ağrı,Erciyes,Boklar dağları ile Aladağlar üzerinde yer alan göller bu türden göllerdir.
4.Krater Gölleri:
    * Volkanik faaliyetler esnasında oluşan patlama çukurlarında meydana gelen göllerdir.
    * Başlıca krater gölleri Acıgöl,Nemrut,Gölcük gölleri ile Süphan Dağının yan kraterlerinden birinde bulunan Aygır Gölü’dür.
5.Set Gölleri:
·       Heyelan Set gölleri: Heyelanla,akarsu vadilerinin kapanması sonucu oluşur. Tortum (Erzurum), Sera (Trabzon), Borabay (Amasya),Yedigöller (Bolu) gölleri örnek verilebilir.
·       Lav Setti Gölleri: Volkanizma sırasında,lavların bir vadiyi kapatması sonucu oluşur. Van gölü, Erçek, Nazik ve Haçlı gölleri örnek verilebilir.
·       Alüvyal Set Gölleri: Akarsu vadilerinin alüvyal birikintilerle kapanmasıyla oluşur. Eymir,Mogan, Marmara gölleri örnektir.
·       Kıyı Set Gölleri: Koylara,akıntı ve dalgaların taşıdığı malzemeyle kaplanması sonucu oluşur. Küçük ve Büyük çekmece Gölleri,Bafa (Çamiçi) Gölü ve Köyceğiz gölü örnek verilebilir.
 
                      BARAJ GÖLLERİ
     Akarsu vadilerinde kurulan yapay set gölleridir.
Ülkemizin yeryüzü şekillerinden dolayı akarsularımızın üzerlerinde baraj yapımı uygun olduğundan bir çok yapay göl bulunmaktadır.
 
        AKARSULAR
    Akışa geçen sulara akarsu denilebilmesi için belirli bir yatak içinde akması gerekir. Bu nedenle sağanak yağışlar ardından gelen seller ve ya bir yüzeyi kaplar-casına akan sular akarsu değildir.
    Akarsu Havzası : Kolları ile birlikte bir akarsuyun sularını topladığı alana denir.
    Bir akarsu sularını denizlere ulaştırabiliyorsa açık havza,denize ulaştıramıyorsa kapalı havza denir. Türkiye’de Van Gölü Ve Tuz Gölü çevreleri ile Konya Ovası kapalı havzadır. Göller yöresinin bazı kesimleri-de sularını denize ulaştıramadığından kapalı havzadır.
    Su Bölümü çizgisi: Komşu akarsuların havzalarını birbirinden ayırdığı düşünülen çizgilere denir. Genelde dağ ve tepelerin doruklarından geçer.
    Akarsuyun akımı (debisi) : Akarsuların belirlenen bir kesitinden bir saniyede geçen su miktarına denir. Akım / sn’dir. Akım üzerinde; akarsuların havzasın-daki iklim şartları,arazinin eğimi , zeminin geçirgenlik oranı, bitki örtüsünün sıklığı ile kaynak suları etkilidir.
    Yağışların, kar erimelerinin, kaynak sularının bol, buharlaşma ve sızmanın az olduğu alanlarda akarsuların akımı yüksek olur.
    Akarsuların rejimi: Her akarsuyun taşıdığı su miktarı,mevsimler arasında değişir. Bu değişimin uzun yıllar arasında gösterdiği düzene akarsu rejimi denir. Başka bir ifadeyle akarsu akımının yıl boyunca gösterdiği ortalama durumdur.
 Akarsu havzasında sızma ve eğim şartları değişmeyeceğine göre, rejim genellikle iklim elemanlarının etkisi altında belirir. Bunlar; yağış ile sıcaklık ve buna bağlı olarak buharlaşmadır.
    Sürekli akarsu : yıl içinde suyu azalıp çoğalmakla birlikte hiç kesilmeyen akarsulara denir.
    Dönemli (periyodik) akarsu: Kurak mevsimde kısa yada uzunca bir süre kuruyanlara denir.
   
     Akımları yıl boyunca değişmeyen akarsuların rejimleri düzenli, akımları yıl boyunca büyük değişme lere uğrayan akarsular ise düzensiz rejime sahiptirler
    Türkiye’de akarsular beslenme durumlarına göre genelde düzensiz rejime sahiptirler. Ancak Doğu Karadenizin denize bakan yamaçlarından kaynaklarını alan kısa boylu akarsular nispeten düzenli bir rejime sahiptirler.
 
 
   TÜRKİYE AKARSULARININ REJİMLERİ
A)  Yağmurlu Akdeniz Rejimi Akarsuları :
     Yaz kuraklığından dolayı bir seviye düşmesi ve bazen de kuruma, kış döneminde ise yağışların artmasından dolayı seviye yükselmesi görülür.
     Yağmurlu Akdeniz akarsularının karstik kaynaklar dan beslenenlerin de yaz aylarında seviye düşmesi pek olmaz.
B)  Kar ve Buz Suları ile Beslenen Akarsular:
     Özellikle doğu Karadeniz bölümündeki akarsuların beslenmesinde en büyük payı,kışın yağan karlarla beraber buzulların ilkbahar mevsiminde çözülmesi oluşturur. Ağustos Mart arasında akımda bir azalma görülür. Bunlara karlı dağ rejimi denir.
C)  Kaynak Suları ile Beslenen Akarsular:
      Karstik kaynaklardan beslenen Manavgat Çayı, Köprülü Çayı gibi rejimleri nispeten düzenli olan akarsulardır.
D)  Gölden Çıkan Akarsular:Beyşehir Gölünden
      Çarşamba Suyu,Eğirdir Gölünden çıkan Kovada Çayı
E)  Karma Rejimli Akarsular:
           Kızılırmak,Sakarya,Yeşilırmak Ve Fırat Nehirlerinin farklı kolları değişik şekilde beslenir. O bakımdan, bu nehirlerin döküldüğü kesimlerde akımla yağış arasında bir ilişki olmaz. Örnek olarak Fırat’ın Murat ve Karasu kolları kar ve yağmur suları ile beslenirken Güneydoğuda yağmur suları ön plandadır.

YER ALTI SULARI VE KAYNAKLAR

   YERALTI SULARI VE KAYNAKLAR
    Yeraltı suyunun oluşması için önce sızma gerekir. Sızma üzerinde taşların yapısı ve dokusu etkilidir.Gözeneği fazla olan taşlar üzerine düşen suları emer. Yeraltı suyunun oluşması üzerinde sızma kadar geçirgenlik derecesi de önemlidir. Sık dokulu taşlar (kil,mil,şist) geçirimsizdir. büyük gözenekli seyrek dokulu taşlar (kumtaşı çakıltaşı,tüf ) geçirimlidir.
    Yeraltına sızmada yağışın çeşidi ve biçimi etkilidir. Dolu ve şiddetli sağanak yağışlar sızma için elverişli değildir. Çiseleyerek yağan yağmur ile kar yağışları sızmayı olum-lu etkiler. Ayrıca sızmada eğim ve bitki örtüsü de etkilidir.
    Kaynaklar :  Yeraltı sularının doğal olarak,kendiliğin-den yeryüzüne çıktığı yerlere kaynak denir.
    Yamaç Kaynağı : Dağ ve tepelerle çevresindeki düzlükleri birleştiren yamaçların eteklerinde çıkan kaynaklardır.
  
 Karst Kaynakları : Eriyebilen taşlar içersinde gelişen su sistemlerinden beslenirler. Genellikle çok bol su veren gür kaynaklardır. Sularında bol miktarda erimiş madde bulunduğundan kaynak ağızlarında traverten oluşumları bulunabilir.


    Fay Kaynakları : Yerkabuğu içersinde, magmadan ayrılan su buharının kırık sistemleri boyunca yeryüzüne ulaşması ile oluşan kaynaklardır. Bu nedenle fay kaynaklarının büyük bir bölümünün suları sıcaktır. Çıkışları sırasın-da yüzeyden sızan suların karışması oranında sıcaklıkları azalabilir. Bu suların bir kısmı kaplıca,bir kısmı da maden suyu olarak kullanılır.
 
 
Artezyen : İki geçirimsiz tabaka arasında bulunan geçirimli bir tabakada biriken suların,sondaj sonucu fışkırarak yüzeye çıkan sulardır.


Gayzer Kaynaklar : Volkanik bölgelerde , yerin derinliklerindeki sıcak gazların etkisiyle yeryüzüne büyük bir basınçla su ve buhar halinde çıkan kaynaklardır. Gayzer kaynakları çok farklı amaçlara kullanılmaktadır. Kentlerin ısıtılmasında , fabrikaların su ihtiyaçlarının karşılanmasında  ve seracılık faaliyetlerinde kullanılmaktadır.
Yeraltı sularından nasıl faydalanıyoruz?
    Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve kullanmada faydalanılmaktadır.
Su kaynaklardan nasıl yararlanılmaktadır?
vİçme ve kullanma suyu temininde,
vYarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması,
vSağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır.
vKültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol